Aşkı ve sanatı, tarihi ve bugünü bir araya getiren ışıl ışıl bir şehir hayal edin. Her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilen bu başkentin gecesi de en az gündüzü kadar renkli. Fransa’nın gözbebeği Paris’i gerçek anlamda yaşamak istiyorsanız; mutlaka bir gece kendinizi sokaklara atmalısınız. Paris sakinleri her gece çeşitli mekanlarda, ruhlarını muhteşem melodilerle besliyor. Eğer ben tatilde, gece eğlencesinden daha çok gündüzleri değerlendirmeyi sevenlerdenim diyorsanız sizleri Paris’te gezilecek ve görülecek yerler yazımıza alalım.
Paris’in En Ünlü Festivalleri
Fete de la Musique (Sokakta Müzik Festivali)
Her sene 21 Haziran’da düzenlenen müzik festivali için yüzlerce müzisyen Paris sokaklarındaki yerini alıyor. 1982 yılından bu yana düzenlenen festivalde her türlü müziğin icra edildiğini söylemek mümkün. Sokak sanatçılarının yanı sıra dünyaca ünlü sanatçılar da bu festivale adeta akın ediyor. Şehrin farklı meydanlarında kurulan dev sahnelerin, yerli ve yabancı milyonlarca izleyicisi var.
Rock en Seine
24-26 Ağustos tarihleri arasında 3 gün boyunca süren bu rock müzik festivali, adını şehri ikiye bölen Seine Nehri’nden alıyor. Festivalde punktan metale kadar rock müziğin geniş bir yelpazesi, 4 ana sahneden izleyiciyle buluşuyor.
Paris Caz Festivali
Caz müzik ve Paris, kulağa çok hoş gelen bir birliktelik. 1994 yılından bu yana düzenlenmekte olan etkinlik her yıl yüzbinlerce kişinin ilgisini çekiyor. Festival her yıl haziran ve temmuz aylarında düzenleniyor ve 2 hafta sürüyor.
Paris Moda Haftası
Paris gece hayatından söz edip tüm şehrin stil sahibi kadınlar tarafından işgal edildiği tarihlere bakmamak olmaz. Gece gündüz açık olan mağazaları ve ışıltılı caddeleriyle Paris Moda Haftası, ilkbahar – yaz ve sonbahar – kış sezonlarının tanıtımı için yılda iki kez düzenleniyor.
Paris’in En Ünlü Eğlence Mekanları
Le Moulin Rouge
Kabareleriyle ünlü Paris’te mutlaka görülmesi gereken eğlence mekanı olan Le Moulin Rouge, yani Türkçe adıyla Kırmızı Değirmen, daha ilk görüşte kalbinizden fethedecek. Abartılı kostümleri ve şovları ile bir zamanlar kötü bir şöhrete sahip olan bu eğlence kulübü yıllar içinde Fransız sosyetesine kendini kabul ettirmiş. Günümüzde ise yerli ve yabancı turistlerin gece eğlencesi için ilk tercihlerinden biri. Mekana mutlaka günler öncesinden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Dilerseniz bu linkten online rezervasyonunuzu gerçekleştirebilirsiniz.
Le Lido
Paris’in bir diğer ünlü kabaresi ise Lido. Mekan, adını Venedik’te bulunan Lido plajından alıyor. Yılın her günü sahne alan Lido Şov için rezervasyonunuzu akşam yemeği dahil olacak şekilde yaptırabilirsiniz. Son derece nezih bir ortama sahip olan kabarenin önünde her gösteri öncesinde uzun kuyruklar oluşuyor. Kalabalığı beklemeden bu formu doldurarak rezervasyon işini kolaylıkla halledebilirsiniz. Müzik, dans, ses, ışık ve su gösterilerinin birbirini izlediği şovun izleyicilere maliyeti oldukça yüksek, ancak bir kere yaşanan bu deneyim parasının karşılığını veriyor.
Barrio Latino
Latin müziklerine doymak isteyenleri Paris’in en hareketli bölgesinde Barrio Latino karşılıyor. Bastille’de yer alan 4 katlı mekanın her katında farklı bir eğlence var. İsterseniz önce ikinci katta yer alan restoran için rezervasyon yaptırıp geceyi en üst kattaki gece kulübünde noktalayabilirsiniz.
Buddha Bar
Bastille bölgesindeki bir diğer mekan olan Buddha Bar içerisinde pek çok Buda figürü mevcut. Özellikle öğrenci değişim programıyla ya da turist olarak şehre gelen gençlerin gittiği mekanın temiz bir eğlence anlayışı var.
Le Queen Club
Buraya geldiyseniz; artık Champs Elysees sınırları içerisindesiniz demektir. Bu ünlü caddedeki mekanlarda kıyafet zorunluluğu olduğunu unutmayın. Güzel bir gece için tercih edebileceğiniz nezih mekanda kaliteli müziklerle eğlencenin tadını çıkarabilirsiniz.
L’escargot Montorgueil
Kabare eğlencelerinden ve barlardan sonra daha sakin ve bir o kadar asil bir Fransız akşamı arıyorsanız doğru yerdesiniz. Bu mekan salyangozu ve soğan çorbasıyla ünlü. Aynı zamanda kaz eti, ördek eti gibi farklı alternatifleri deneyebilirsiniz. Mekanın yazılı olmayan kuralı ise yemeklere şarabın eşlik etmesini zorunlu kılıyor.
L’Avenue
Bütçenizi ciddi anlamda zorlamanız gereken bir alternatif, ünlülerle karşılaşmanızın bile mümkün olduğu bir mekan: L’Avenue. Kaz ciğerinden ıstakoza kadar sayısız lezzeti burada bulabilirsiniz. Elbette pahalı bir restorana yakışır şekilde dev tabaklarda minik porsiyonlar halinde servis ediliyorlar.
Les Ombres
Paris’e gelip Eiffel Kulesi’nin gece ışıklandırmasını görmeden olmaz. Bir de bu manzaraya karşı yemek yemek isterseniz, sizi Les Ombres’e alalım. Tabi artık söylemeye gerek yok; şehrin merkezindeki bu lüks ziyafet için yüklü bir ödemeyi göze almanız gerekecek.
Ladurée
Paris seyahatinizi makaronsuz tamamlamanız mümkün değil. Yanında bir de kahve içmek isterseniz, ilk uğramanız gereken yer Ladurée olmalı. Kapısındaki uzun kuyruğa bakıp yarı yoldan dönmeyin. Burası sufle ve ekler gibi Fransa’ya özgü diğer lezzetleri tatmanız için de en doğru adres.
Paris 🙂