Rakı Nasıl İçilir?

Hemen tüm ansiklopedilerde rakının bir Türk içkisi olduğu belirtilir. Türk rakısı zamanla Osmanlı toprakları üzerinde yaşayan insanların da damak zevki ile bugünkü karakteristik özelliklerine ulaştırılmıştır. 5. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu’nda rakı benzeri bir içkinin varlığı tespit edilmiştir. 11. yüzyılda Türkler tarafından öğrenilerek daha çok Bektaşi kökenli kişilerce Anadolu ve Rumeli’ye getirilmiştir.
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Rumeli’deki gayrimüslim tebaa tarafından üretilmeye başlanmış ve zamanla Anadolu’da yaygın olarak bilinen bir içki haline gelmiştir. 19. yüzyıla gelindiğinde gayrimüslimlerin çalıştırdığı meyhanelerde içilen popüler bir içki olmuştur.
Bazı kaynaklara göre rakı kelimesi, sözcük anlamı ‘’damıtılmış’’ olan Arap ‘’arak’’ içkisinden gelmektedir. Kimi kaynaklarda Arapça kökenli başka kelimelere dayandırılır. Bazı kaynaklara göre ise ismini ‘’razaki’’ üzümünden ya da kımızdan elde edilen ‘’arik’’ten almıştır.

Rakı Nasıl Yapılır?

Şıra haline gelen üzümler pastörize edildikten sonra etil alkol mayası ile fermante edilir. Böylece alkollü bir sıvı oluşturulur. Bu sıvı damıtılarak suma (üzüm ve incir suyunun damıtılmasıyla elde edilen içki alkolü) haline getirilir. Daha sonra anason tohumu ile yeniden damıtılır. Alkolü yükselen sıvıya su eklenerek içilecek alkol seviyesine getirilir ve tarifine göre tatlandırılır. Bu aşamalarda havalandırma yapılarak rakının olgunlaşmasına katkıda bulunulur. Rakı şişelenmeden önce en az 1 ay süreyle dinlendirilir. Rakının alkol oranı %45’tir.

Rakı Çeşitleri Nelerdir?

Ülkelerine göre rakılar:

Rakı Nasıl İçilir?

Eskiden rakı, leylek boynu denilen kadehlerde sek olarak içilirmiş. Günümüzde ise genellikle ‘’limonata bardağı’’ denilen bardaklarda içine su karıştırılarak içilmektedir. Ender olarak ince belli çay bardağı da tercih edilmektedir.
Rakının soğuk içilmesi gerektiği hemen herkes tarafından kabul gören bir görüştür. Bu noktadaki ayrılık, rakıya buz konup konmaması aşamasında ortaya çıkmaktadır. Rakı sek içilirken, rakıyı şişesiyle soğutup, bardağını da ayrıca soğutup yanında soğuk ya da buzlu su ile içilebilirsiniz. Önce sek rakınızı yudumlayın, ardından bir müddet bekledikten sonra suyunuzu yudumlayın.
Rakıyı içine su koyarak içerken genelde buz da ilave edilir. Bardağın yarısına kadar rakı, diğer yarısı kadar da su koymak standart bir ölçüdür ancak damak tadınıza göre bu ölçülerde değişiklik yapabilirsiniz. Su ayarı, rakı süt beyazı oluncaya kadardır. Dikkat edilmesi gereken, önce rakı, sonra su ve son olarak buzun ilave edilmesi, bu sıranın bozulmaması gerekir. Bardağa rakıdan sonra buz atarsanız, buz ile ani temas rakının içindeki üzüm ve anason aromasını veren maddelerin kristalleşmesine ve rakının tadının bozulmasına yol açar.
Rakı yalnız başına içilen bir içki değildir. Genellikle zeytinyağlı mezeler, francala ekmek ve tereyağı, beyaz peynir, kavun ya da üzerinde bal gezdirilmiş dilimlenmiş muz ile birlikte yavaş ve sindirilerek içilir. Bu yiyecekler mide çeperinizi sararak, alkolün midenize zarar vermesini önler.
Rakı içerken karnınızı doyurmamanız, yanında ne yiyorsanız onu da yavaş tüketmeniz, midenizin bulanmaması için önemlidir. Rakı içiminizin sonunda meyve ya da tatlı yemenize gerek yoktur çünkü rakı bünyenizde şekere dönüşür.
Rakı aynı zamanda yanında ayrı bir bardakta şalgam ya da çay ile birlikte de tüketilebilir.
Mide ve beyne belirli bir etki yaptıktan sonra insan keyiflenir ve güzel muhabbetlere yönelir. Bu nedenle genelde rakı sofraları birkaç kişiden oluşur.
Rakı servisini yapan kişiye Sakî denir, ki sofranın en gencidir.
Sofranın en yaşlısı bardağını kaldırmadan diğer kadehler kıpırdamaz. Aksi, sofraya ve oradaki büyüğe saygısızlıktır.
Kadehler tokuştururken de iki kişiden en yaşlısının kadehinin altına tokuşturulur.
İçki daima sofradakilerin kadehlerine eşit gelecek şekilde paylaştırılır.
Sofradan kalkılacağı zaman kadehlerde azıcık bir içki kalıntısı bırakılır. Sonuna kadar içilmez ve rakı asla fondip yapılmaz.
Rakı; ağız doldurarak büyük değil ufak yudumlarla içilir. Kadeh ağza değdiği her seferinde bir küçük yudum alınır.
“Şerefe” denildikten veya kadeh kaldırıldıktan sonra kadehten bir yudum içmeden sofraya konmaz. Kadehten içmeden sofraya koymak, sözsüz bir protesto veya hakaret olarak kabul edilir. Sofranın havası kaçar. Bu, sadece rakıya has değil tüm içkili sofralar için geçerlidir. Unutmamak gerekir.

Exit mobile version