Stockholm Sendromu Nedir? Nasıl Anlaşılır?

Rehinelerin, kendilerini esir alanların duygu ve düşüncelerini anlama noktasına gelmeleri, onlarla empati yapmaları ve onlara yardımcı olmaya başlamalarına Stockholm Sendromu denir.

Bu sendromun anlamını genişleterek insanın kendisini zora sokan, onu üzen koşulları benimsemesi, savunması ve bu koşulları yaratan nedenleri görmemesi, ezenin yanında yer alması olarak da tanımlayabiliriz.

Zaman zaman ülkemiz siyasetinde de adı geçen bu sendrom psikoloji dünyasında kurbanın celladına aşık olma durumuyla özdeşleştirilir.

Travmatik bağlanma süreci olarak adlandırdığımız bu sendrom sürekli şiddet uygulamak gibi despotça hareketlerle başlar. Kurban bu hareketler sonucunda ne yapacağını bilemez, hayatının her alanında despotça bir denetim başladığı için köleleşmeye başlar.

Ancak hemen ve net bir şekilde boyun eğmek ve durumu kabullenmek tatmin edici olmadığından çoğu zaman kurbanların onayına veya desteğine ihtiyaç duyulur hatta bazı durumlarda kurbanlardan saygı, sevgi ve minnet beklenir.

Bu sendromun temel nedeni hayatta kalma iç güdüsüdür. Dış dünyadan tamamen soyutlanan ve tüm kaynaklarının kısıtlandığını anlayan kurban ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendisine baskı yapan kişiye bağımlı olduğunu hisseder. Zamanla ona yapılan küçük iyilikler kurbanın gözünde büyür, empati yapıp yaptıklarını haklı bulmaya başlar. Şiddet dahi görülse kurban gördüğü tek ilişki bu olduğundan bunu olumlu ve iyi bir iletişim olarak görür, dolayısıyla bundan rahatsızlık duymaz. Bu ilişkiyi öylesine benimser ve bağlanır ki kaybetmez istemez, saldırganından ayrılması da gittikçe zorlaşır.

Stockholm Sendromu aile içi şiddet vakalarında, tecavüze uğrama, ensest ya da cinsel tacize maruz kalan çocuklarda, toplama kamplarında, şavas esirlerinde vb. gibi rehin alınma ve baskı altında tutulma durumlarında sıkça görülür. Saldırganıyla özdeşim kuran rehin karşı tarafa birtakım duygular besleyerek, ondan taraf olur ve rehinde büyük bir kişilik değişimi yaşanır.

Stockholm Sendromu Belirtileri

Ufak bir iyiliğe karşı bile çok yoğun minnet duyguları
Şiddeti ve şiddet tehdidini inkar
İstimarcıya ve kendine olan öfkenin reddi
Kendisine zarar verildiğimediğine, tam tersi sevildiğine ve önemsendiğine dair bir inanç
Durumdan ve istismardan ötürü kendi kendini suçlama eğilimi
İstismarcının ihtiyaçlarına aşırı duyarlılık
İstismarcı şiddet davranışını azaltsın diye onu memnun etme çabaları
Dünyayı istismarcının perspektifinden değerlendirme, kendine ait bakış açısını kaybetme
Kendini de istismarcının bakış açısıyla değerlendirme
İstismarcıyı iyi biri olarak değerlendirme ya da onu da kurban olarak görme
Hayatta kaldığı için ve onu öldürmediği için istismarcıya minnet duyguları besleme

Stockholm Sendromu psikoterapi ve çeşitli farkındalık yöntemleriyle tedavi edilebilir ancak bunun için ciddi farkındalık sürecinin ardından yas tutma dönemi ve en nihayetinde de yeniden hayata tutundurma döneminden geçilmesi gerekir.

Exit mobile version